Thursday, 31 March 2011

Withdean Park


Evet gelelim buranın parklarına…..canım sıkıldıkça çıkıp çıkıp gidiyorum :) hem şehrin içindesin hem değilsin süper vala…ama ilk keşif parkım olan ‘Withdean’ den pek bir güzel ayrılmadım..Niyesine gelince , insanlar genelde köpeklerini gezdirmek için geliyorlar buraya, ortada da tellerle çevrili bir alan var insanlar burada köpeklerini serbest bırakıyorlar. Ben de aldım makinamı dolaşıyorum önümde yaşlı bir çift köpekleri yanında, hani şu ufak ve çirkin olanlardan, birden geri dönüp üstüme gelmesin mi , havlamaya başlamasın mı.. :) anam nerden çıkıyo o ses anlamadım vala ben de can havliyle ayağımı savuruyorum, savurdukça havlıyor salak köpek, en sonunda akıl etti sahipleri de kucağına aldı no no dediler sustu :) Bende sordum süper İngilizcemle niye boyle yaptı dedim, kadın ayağını savurdunya gibi bişiler dedi, o gelmese ben ne sallıcam ayağımı alam yarebbim :) ben de yolumu değiştirdim Bana park mı yok dedim,düştüm  Preston Park yollarına :)

Wednesday, 30 March 2011

St. Giles

Şekil de gördüğünüz üzere burası da okulum…


Okula ilk gün sağolsun Tom bıraktı :) dönüşte de alacaktı ama dedim hemen öğreneyim yolları atladım otobüse buldum evi mesaj attım sonra da Helen’e evdeyim ben merak etmeyin dedim…Okulda bir dolu Türk var hakikaten…hepsi guruplaşmış geziyorlar.Takılmıyorum ben pek sınıftakilerle sınıfta konuşuyorum gerekirse…Bide Koreliyle İsviçreli dolu..Korelileri hiç anlamıyorum vala ‘L’leri soyleyemiyorlar…Bide burunları küçük ya bunların burunlarını beğenmiyolarmış :) Bide göz kapakları yok ya en çok kulak ve burun estetiği oluyolarmış. Biz küçültüyoz onlar büyütüyo :)Dip not olarak bunu da belirtiyim istedim :)

Sözün özü şimdilik genel olarak okuldan memnunum… Öğretmenler gayet iyi, ellerinden geleni yapıyorlar, yardımcı olmaya çalışıyorlar.

Tuesday, 29 March 2011

Brighton&Hove

Pazar günü Feride'nin bana kolay adapte oliyim diye hazırladığı türkiş kahvaltıdan sonra Brighton beni bekler  diyerek düştük yollara ,metrodan ‘’London Bridge’’ durağında indikten sonra , biraz koşturduk ama trene de yetiştim son anda da olsa…1 saat 15 dk yol gittikten sonra Helenciğimle buluştuk evimize geldik. Ev değil şato şato :)Terrace diyiler burada bu evlere….neyse ev güzel, odam güzel, ee Helen&Tom da güzel…Helen her gün egzantrik yemekler yapiyo ben de yardım ediyorum arada, bu arada dakonuşturmaya çalışıyo devamlı.Genelde şanssız biri olarak aile bakımından epey şanslıyım diyebilirim. Çünkü ev değiştiren bir sürü kişi var..Tek otobüsle okula da gidebiliyorum her şey yolunda bakalım şimdilik ..Bu arada ilk gün eve kendim döndüm çok şaşırdılar nasıl buldun diye :)...Ucuz otobüs bileti v.s. gibi şeyleri de öğrendim, international student card diye bir zımbırtı çıkardım 3 aylık 100 £ 'a sınırsız inip biniyosun. Bir ay sonra İsviçreli bi kız da gelecekmiş , bakalım bekliyoruz…. 
Bunlarda evden enstanteneler ...:)



Monday, 28 March 2011

London London :)


Bir gece London'da kalma planımdan sonra, Ferideciğim havaalanında beni karşıladı, ee benim de içim rahat etti onu görünce yalan soylemiyim:) Heathrow'dan metroya pardon undergrounda (oyle demek gerekmiş):)binip feridenin evine vardık.bavullarımı eve bırakıp yemek için alışverişe çıktık vala marketlerde yok yok….aç kalırım diye düşünürken, adamlar her şeyi düşünmüş yok soyulmuş hatta doğranmış meyve,yok doğranmış salatalık malzemeleri, miniş Coca Cola’lar(150ml’lik) v.s.( emel bunu beğendi :) )Yani sonuç olarak her şeyi bulmak mümkün özellikle kozmetik malzemeleri gayet hesaplı, kıyafetler de ucuz, 99 penici bile var :) akşamına da ‘’Oxford Street ‘’e gittik hani filmlerde falan kocaman mağazaların gösterildiği yer. Bizim Bağdat caddesi gibi bişi işte …:) Bildiğin alışveriş mekanı….Ordan da doğru 'All Bar One'
Ortam güzel, kızlar güzel , herkes adeta yarışmış daha ne kadar neremi açarım acaba diye :)hoş kimsenin kimseye baktığı yok ya ben köyden geldim şehre modunda baktım azcık  :)  parti ortamı yapmışlar işte Türkiye’de yokmu dersen var :) Ama Burası London London işte…
Beni en çok şaşırtan konuya gelirsek(herkese anlattığım üzre:)) o soğukta ben termal montumu giymişim geziyorum, kapamışım her yerimi sıkı sıkı:)kızlar minicik elbiseler açık ayakkabılar normal yürüyolar sokakta anlamadım gitti, hiç mi üşümüyosun kardeşim ne içtin sen oyle bilemedim ki… hemen güneşi gördüler mi parmak arası terlikler, askılı badiler… Noluyo lan dedim ben sarınmışım sıkı sıkı :) minnacık bebişleri bile anaları oyle çıkarıyolar sokağa alıştırıyolar herhalde küçükten bilemedim ben ne iş…
İlk izlenimlerim boyle şimdilik...


Bu da Feride'S house :)